top of page

TALENT Insights: Sonbahar Ev Dekorasyonu Fikirleri - Zeynep Buse Kaya ile Söyleşi

  • Yazarın fotoğrafı: Ali Kokal
    Ali Kokal
  • 16 Ağu
  • 5 dakikada okunur
ree

Sonbahar yaklaşırken doğada başlayan değişim evlerimize de yansıyor. Yazın enerjik ve hareketli havası, yerini huzurlu, sıcak ve dingin bir ortama bırakıyor. Böyle bir dönemde yaşam alanlarımızda yapacağımız küçük dokunuşlar, büyük farklar yaratabiliyor. Biz de sonbaharı evlerimizde karşılamanın en şık ve pratik yollarını öğrenmek için iç mimar Zeynep Buse Kaya ile keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik. Kaya, sonbahar dekorasyonunda öne çıkan detaylardan, evlerimizi mevsime uyumlu hale getirmenin püf noktalarına kadar birçok konuda ilham verici öneriler sundu. İşte söyleşimizin detayları.


-Tekrar hoş geldiniz Zeynep Hanım. Sonbahar kapımızdayken, biz de sizinle bu mevsimin evlerimize nasıl yansıyabileceğini konuşmak istiyoruz. Okuyucularımız için sonbahar dekorasyonunda öne çıkan detayları sizden dinlemek çok keyifli olacak.

Kaya: Teşekkür ederim, hoş buldum. Eminim ki bu söyleşi hem benim için hem de okurlar için oldukça keyifli ve ilham verici olacak.


-O halde ilk sorumuzla başlayalım: Renk psikolojisi açısından sonbahar tonları (hardal sarısı, tarçın kahvesi, kiremit turuncusu gibi) yaşam alanlarında nasıl dengeli şekilde kullanılmalı?

Kaya: Sonbaharda doğada da karşımıza çıkan bu renk tonları, mekânda sıcak, davetkâr ve huzurlu bir atmosfer oluşturur. Ancak bu tonları dengeli kullanmak, hem görsel bütünlük hem de mekânın ferahlığı açısından büyük önem taşır. Örneğin, kiremit turuncusunu duvarın tamamında değil, tek bir vurgu yüzeyinde ya da koltuk kaplama kumaşında değerlendirebilirsiniz. Hardal sarısı ise özellikle tekstil ürünlerinde — yastık, battaniye, perde — kolayca uygulanabilir ve mekânın enerjisini belirgin şekilde yükseltir. Tarçın kahvesi gibi toprak tonları ise ahşap mobilyalar veya halı gibi geniş yüzeylerde sıcak bir zemin oluşturur. Dengeyi sağlamak için mutlaka bej, gri veya kırık beyaz gibi nötr tonlarla kontrast yaratılmalıdır. 


-Tasarımda dengenin önemi çoğu yerde olduğu gibi bu konseptte de önemli anlaşılan. Peki doğal ışıktan yararlanabildiğimiz sonbaharda, doğal ışığı en iyi şekilde iç mekâna taşımak için hangi perde, cam ve aydınlatma kombinasyonlarını önerirsiniz?

Kaya: Gün ışığından her koşulda en fazla verimi alabilmek oldukça önemli bir konu bence. Maksimum verim almak için, ağır ve koyu renk perdeler yerine tül veya keten gibi hafif, geçirgen kumaşlar tercih edilmelidir. Cam seçiminde şeffaf ya da hafif röfleli camlar, hem mahremiyet sağlar hem de ışığı yumuşatarak iç mekâna doğal bir yayılım kazandırır. Aydınlatmada ise gün ışığını taklit eden 3000K sıcak beyaz LED ampuller, akşam saatlerinde bile doğal ve huzurlu bir atmosfer oluşturur. Düşük renk sıcaklığı, daha yumuşak ve rahatlatıcı bir ışık ürettiğinden, ev ortamlarında kullanım için idealdir. Ayrıca pencerelerin önünü mobilya ile kapatmamak, ışığın odaya eşit ve engelsiz dağılmasını sağlayan basit ama etkili bir yöntemdir.


ree

-Peki, mevsim geçişlerinde yaşam alanlarındaki konforu artırmak için hangi tekstil ve döşeme malzemeleri “olmazsa olmaz” kategorisinde yer alıyor?

Kaya: Sonbahar, evlerde yumuşak dokuların en çok yakıştığı mevsimlerden biri. Mevsim geçişlerinde konforu artırmanın sırrı, dokunma hissiyle sıcaklık ve huzur veren malzemeleri mekâna katmakta gizli. Öncelikle koltukların üzerine atılabilecek örgü battaniyeler, hem görsel olarak davetkâr bir hava yaratır hem de serin akşamlarda işlevsel bir kurtarıcıdır. Kırlentlerde kadife, pamuklu dokuma veya yün karışımlı kumaşlar kullanmak, hem dokusal zenginlik katar hem de mevsime uygun bir sıcaklık sağlar.

 

Zeminlerde ise düşük tüy yoğunluklu yün halılar, hem ısı yalıtımı açısından etkili olur hem de adım attığınızda yumuşacık bir his verir. Eğer mevcut halınızı değiştirmek istemiyorsanız, üzerine küçük boyutlu post halılar veya kilimler ekleyerek katmanlı bir görünüm oluşturabilirsiniz. Alternatif olarak, halınızın kenarlarına renkli şerit ya da bordür eklemek, mekâna hem yenilenmiş bir hava katar hem de bütçe dostu bir çözüm olmuş olur. 

Pencerelerde ise keten-perde kombinasyonunu, hafif astarlı ya da kalın kumaşlı ek perdelerle desteklemek, hem gündüz doğal ışığı almanızı hem de akşamları sıcak bir ortam yaratmanızı sağlar.

 

Kısacası; yün, keten, pamuk ve kadife gibi doğal dokulu malzemeler, sonbaharda evinizi yalnızca estetik anlamda değil, aynı zamanda his olarak da “mevsime uyumlu” hale getirir.


-Gelelim yarı açık alanlara. Balkon, teras veya kış bahçesi gibi yarı açık alanları sonbahar atmosferine uygun şekilde nasıl düzenleyebiliriz?

Kaya: Ben bu alanlarda sıcaklık ve rahatlık hissini ön planda tutuyorum. Suya dayanıklı ve yumuşak oturumlu minderler, yün görünümlü dış mekân battaniyeleri, LED ışık zincirleri ve fener tipi aydınlatmalar sonbahar atmosferini yaratırken davetkar bir ambiyans oluşturur. Renklerde ise hardal sarısı, kızıl kahve ve koyu yeşil gibi tonları seçip, bunları ahşap veya rattan mobilyalarla tamamlamak çok etkili oluyor. Ayrıca minik saksılarda mevsimine uygun dayanıklı bikiler (heather, krizantem, ardıç) ya da kurutulmuş bitkiler eklemek, o doğal dokunuşu da güçlendirmiş oluyor.


ree

-Peki, sonbaharın doğa ilhamlı dokularını (yaprak, ahşap, taş, yün vb.) modern dekorasyon stillerine entegre etmenin yaratıcı yolları sizce neler?

Kaya: Sonbahar bana her zaman biraz yavaşlamayı, doğanın renklerini ve dokularını daha çok fark etmeyi hatırlatır. Ev dekorasyonuna da bu hissi taşımak mümkün. Mesela modern, düz çizgilere sahip bir koltuğun üzerine iri örgü bir yün battaniye atarsınız, bir anda o köşe “burada oturup kahve içmek isterim” der. Ahşabı, metal veya cam gibi modern yüzeylerle yan yana getirmek de çok güzel bir kontrast yaratır; Örneğin, mat meşe bir sehpa ve yanında parlak krom detaylı bir lamba.


Taş dokusunu fazla ağırlaştırmadan kullanmak için küçük ama etkili parçalar seçiyorum: doğal taş saksılar, mumluklar ya da minik dekor objeleri gibi. Yaprak desenleri ise büyük alanlarda değil, kolayca değiştirebileceğiniz yastık kılıflarında, masa örtülerinde veya perdelerde kullanmak, dekorasyona mevsimsel bir dokunuş katıyor. Böylece sonbaharın o sıcak, huzurlu ruhu evin içinde hissediliyor ama mekanın modern çizgisi de bozulmamış oluyor. 


-Gerçekten de, bu kontrast detaylar mekâna oldukça estetik bir hava katıyor. Peki, sonbahar dekorasyonunda yapılan en yaygın “fazla yükleme” hataları neler ve daha dengeli bir görünüm için ne önerirsiniz?

Kaya: En sık yapılan hata, her köşeyi sıcak tonlarla doldurmak. Bu durum, mekanın ağır ve boğucu hissetmesine neden olur. Dengeli bir görünüm için açık renk zeminler üzerinde sıcak tonlu aksesuarlar kullanmak gerekir. Ayrıca farklı dokuları (kadife, yün, ahşap) aynı mekânda çok sayıda kullanmak yerine, iki veya üç ana dokuda kalmak mekânı daha düzenli gösterecektir. 


ree

-Son olarak, sizce bu sezonun öne çıkan sonbahar trendleri neler ve bunları mevcut dekorasyona bütçe dostu şekilde nasıl adapte edebiliriz?

Kaya: Bu sezon öne çıkan trendler arasında toprak tonları, doğal dokulu kumaşlar, yuvarlatılmış hatlara sahip mobilyalar ve vintage aksesuarlar var. Bütçe dostu uygulamalar için mevcut mobilyalara kılıf diktirmek, yastık kılıflarını sezon tonlarına uygun şekilde değiştirmek veya ikinci el/vintage parçalara yönelmek oldukça etkili ve bütçe dostu çözümlerden olabilir. Küçük aksesuar değişimleri bile, daha önce de bahsettiğimiz gibi, mekâna hem güncel bir hava katar hem de ona özgün bir kimlik kazandırır.


-Verdiğiniz değerli bilgiler ve öneriler için çok teşekkür ederiz, Zeynep Hanım. Söyleşimizin, sonbahar iç tasarımı konusunda okuyucularımız için bilgilendirici ve yol gösterici olacağını düşünüyoruz.

Kaya: Bu güzel söyleşi ve değerli sorularınız için ben teşekkür ederim.


TALENT Insights: Tasarım Hikayeleri blog serimizin bu bölümünde, iç mimar Zeynep Buse Kaya ile sonbahar iç tasarımı fikirlerini ele aldık. Umarız söyleşimiz, sonbaharda evinizde daha dingin ve huzurlu bir atmosfer yaratmanıza rehberlik eder. Bir sonraki yazımızda buluşmak üzere, sağlıcakla kalın.

ree

Zeynep Buse Kaya, estetik duyarlılığı işlevsellikle buluşturan, kullanıcı deneyimini merkeze alan ve iç mekanları yalnızca tasarlamakla kalmayıp, aynı zamanda hikâyeleştiren bir iç mimar olarak mesleki yolculuğuna tutkuyla devam etmektedir. Lisans eğitimini tamamladıktan sonra, ofis tasarımlarından konut projelerine, butik mekanlardan konsept showroomlara kadar geniş bir yelpazede projeler geliştirmiştir. İç mimarlığın farklı kollarında edindiği deneyimler, ona yalnızca mekânları değil, aynı zamanda yaşam biçimlerini de tasarlama sorumluluğu kazandırmıştır. Tasarım sürecini, kullanıcıların ihtiyaçları, duyguları ve alışkanlıklarıyla şekillenen çok katmanlı bir yapı olarak görmektedir.

 
 
 

Yorumlar


bottom of page