top of page

TALENT Insights: İç Mekân Tasarımlarında Renk Seçimi - Hatice Müge Karasu ile Söyleşi

  • Yazarın fotoğrafı: Ali Kokal
    Ali Kokal
  • 11 Tem
  • 4 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 14 Tem

İçindekiler

TALENT INSIGHTS: tasarım hikayeleri, İç Mekân Tasarımında Renk Seçimi, Hatice Müge Karasu ile Söyleşi

Renk, bir mekâna sadece estetik katmakla kalmaz; aynı zamanda o mekâna karakter, duygu ve anlam yükler. Peki, bir iç mimar mekâna renk seçerken nelere dikkat ediyor? Hangi tonlar yaşam alanlarını daha sıcak, daha ferah ya da daha davetkâr gösterebiliyor? İşte bu soruların yanıtlarını, yazımızda birlikte keşfediyoruz.


TALENT Insights: Tasarım Hikayeleri, iç mimari tasarımı farklı yönleriyle ele aldığımız yeni bir blog-söyleşi serisi. İlk bölümümüzde iç mimar Hatice Müge Karasu ile renk seçiminin iç mekân üzerindeki etkilerini, renklerin psikolojik yönlerini ve 2025’in iç mekân renk trendlerini konuştuk.


Değerli konuğumuza katılımları için teşekkür ediyor, söyleşimizin detaylarıyla sizi baş başa bırakıyoruz.

- Hoş geldiniz Hatice Hanım, öncelikle sizi tanıyarak başlamak isteriz.

Karasu: Merhaba, davetiniz için teşekkür ederim. İç mimarlık lisans eğitimimin ardından farklı ölçeklerde projelerde yer aldım. Konut, restoran, müze, deneyim alanları gibi çeşitli projelerde çalışırken kavramsal düşünme, kullanıcı deneyimi ve mekânla duygusal bağ kurma hep tasarımımın merkezinde yer aldı. İç mekânların yalnızca işlevsel değil; aynı zamanda estetik, hissedilebilir ve sürdürülebilir olmasına inanıyorum.


- Yaşam alanlarımızın en dikkat çekici unsurlarından biri hiç kuşkusuz renk. İç mekân tasarımında renk seçimi neden bu kadar önemli? 

Karasu: Renk, bir iç mekânın kimliğini tanımlar ve onun ilk hissedilen atmosferini belirler. Yalnızca estetik bir unsur olmanın ötesinde, mekânın algılanma biçimini, psikolojik etkisini ve işlevsel başarısını doğrudan biçimlendirir. Mekâna giren bir kullanıcı, farkında olmasa bile önce renk aracılığıyla o mekâna ait bir izlenim edinir. Doğru kurgulanmış bir renk düzeni, mekânı olduğundan daha ferah, daha sıcak, daha samimi ya da daha odaklı gösterebilir.


Modern ahşap raflar, bitki ve aksesuarlarla dekore edilmiş iç mekan

-Renklerin psikolojik etkileri iç mekânlarda nasıl bir atmosfer yaratıyor?

Karasu: Renkler, kullanıcıda doğrudan fizyolojik ve psikolojik tepkiler uyandırır. Beyinde salgılanan serotonin, dopamin ve oksitosin gibi hormonlar; belirli renk uyaranlarına karşı harekete geçerek duygusal durumları etkiler. Örneğin, mavi tonları deniz ve gökyüzü gibi doğal ögeleri çağrıştırarak huzur, sakinlik ve içsel rahatlık hissi yaratır. Bu tür renklerin kullanımı, bireyin ruh hâlini iyileştirebilir; dolayısıyla mekânın deneyimsel kalitesini artırabilir.


-İç mekân tasarımında kullanım alanına göre renk seçimi nasıl yapılmalı? 

Karasu: Mekânlara uygun renk seçimi, yalnızca işleve değil; kullanıcının yaşam tarzı, alışkanlıkları ve psikolojik ihtiyaçlarına da doğrudan bağlıdır. Yaşam alanı gibi sosyal alanlarda yaşanmışlık hissi için sıcak nötr tonlar; yatma alanında ise dinginlik için daha yumuşak, sakinleştirici renk paletleri tercih edilmelidir. Mutfak gibi aktif kullanım alanlarında ise enerjik ama ferah renklerle denge sağlanmalıdır. Ancak her koşulda renk, kullanıcı profiline göre özel olarak kurgulanmalıdır.


-2025 yılında iç mekân tasarımında öne çıkan renk trendleri hangileri ve gelecekte nasıl olacağını öngörüyorsunuz?

Karasu: 2025 yılında doğaya dönüş teması, renk trendlerinde belirleyici bir rol üstleniyor. Toprak tonları, zeytin yeşili, fındık kahvesi gibi organik paletler öne çıkarken; yüzeylerde dokulu, yaşanmış hissi veren malzeme seçimleri artıyor. Gelecek öngörüsünde bu eğilimin; sürdürülebilirlik, çevresel duyarlılık ve duygusal tasarım kavramlarıyla bütünleşerek devam etmesi bekleniyor.


Modern iç mekan, güneş ışığı vurmuş ahşap duvar

-Küçük alanlarda renk kullanımı mekân algısını nasıl etkiliyor?

Karasu: Küçük hacimlerde renk, mekânsal algıyı yönlendiren en güçlü araçlardan biridir. Açık ve nötr tonlar, mekânın daha geniş ve aydınlık hissedilmesini sağlar. Aynalı yüzeyler, yarı geçirgen bölücüler ve aydınlatma ile kullanıldığında; hacimsel derinlik hissi artar ve kullanıcı, daha derin bir mekânda bulunduğunu hisseder.


-Renk seçimi sürecinde, müşterinin kişisel tarzı ile iç mekânın mimari yapısı arasında nasıl bir denge sağlanıyor?

Karasu: Renk seçimi, yalnızca estetik değil; aynı zamanda bireysel ifade aracıdır. Bu nedenle kullanıcı profili, yaşam tarzı ve alışkanlıkları dikkate alınmalı; aynı zamanda mekânın doğal ışık alma durumu, hacmi ve mimari karakteri göz önünde bulundurulmalıdır. Bu ikisi arasında sağlıklı bir denge kurulursa, hem kullanıcıyla bütünleşen hem de mekânsal bağlamına uygun bir atmosfer yaratılabilir.


-Renk denince akla ilk gelen unsurlardan biri de ışık oluyor. Peki, ışık ile renk kombinasyonunun iç mekân dekorasyonundaki önemi nedir?

Karasu: Renk ve ışık birbirinden bağımsız düşünülemez; çünkü renk, ışıkla var olur. Işık rengi, yönü ve yoğunluğu; mekânda kullanılan renklerin algısını doğrudan etkiler. Aynı renk, farklı ışık senaryolarında bambaşka bir görsellik sunabilir. Bu nedenle doğal ve yapay ışığın birlikte analiz edildiği, günün her saatine uygun aydınlatma planlarının yapıldığı projelerde renk başarısı da artar. Renk seçimi, kullanıcının yaşam tarzı ve alışkanlıklarıyla birlikte ışık karakterine göre şekillendirilmelidir.


Modern banyo tasarımı: oval lavabo, bitkiler ve ayna

-Yeni bir iç mekân tasarımı yapacaklar için renk uyumu konusunda hangi önerileri verirsiniz?

Karasu: Yeni bir iç mekân tasarımı sürecine giren kullanıcılar için renk uyumu yalnızca görsel beğeni değil; aynı zamanda mekânın işlevi, kullanıcı profili ve psikolojik etkisi gibi unsurları da kapsamalıdır. Konut, ofis, restoran ya da deneyim alanı fark etmeksizin; renkler, bir mekânın davranış biçimini yönlendiren temel araçlardandır.


Tasarım sürecinin başında kullanıcıya şu sorular yöneltilmelidir:

  • Bu mekânda kullanıcıdan nasıl bir davranış bekleniyor? (Hareketli mi, sakin mi, odaklı mı?)

  • Mekân günün hangi saatlerinde en yoğun kullanılıyor ve nasıl bir ışık alıyor?

  • Renk kullanımı mekânın algısını büyütmeli mi, yoksa odaklamalı mı?

  • Marka kimliği, kurum kültürü ya da yaşantı biçimi renk paletine nasıl yansıtılmalı?


Bu sorulara verilen yanıtlarla birlikte oluşturulacak katmanlı bir renk stratejisi, hem görsel hem deneyimsel anlamda güçlü mekânlar yaratılmasını sağlar.


-Renklerin iç mekândaki rolüne dair derinlemesine bilgiler ve ilham verici bakış açınız için çok teşekkür ederiz Hatice Hanım. Bu söyleşinin, tasarıma gönül veren herkes için yol gösterici olacağına inanıyoruz.

Karasu: Bu keyifli sohbet için asıl ben teşekkür ederim. Tasarımın duygusal ve estetik yönlerini paylaşmak benim için de çok anlamlıydı. Sevgiler.


TALENT Insights: Tasarım Hikayeleri blog serimizin ilk bölümünde, iç mimar Hatice Müge Karasu ile gerçekleştirdiğimiz sohbetimizin sonuna geldik. Renklerin mekâna kattığı duygu, atmosfer ve kimliği anlamaya yönelik bu değerli bilgiler, umarız tasarıma ilgi duyan herkes için ilham verici olmuştur. Bir sonraki yazımızda görüşmek üzere, sağlıcakla kalın.


Hatice Müge Karasu fotoğrafı

Hatice Müge Karasu, iç mimarlık lisans eğitimini tamamlamış, farklı ölçeklerde proje deneyimine sahip genç bir iç mimardır. Konut, restoran, müze, mobilya ve deneyim alanı tasarımları üzerine geliştirdiği projelerde kavramsal düşünme, kullanıcı odaklı kurgu ve duygusal bağ kuran mekân anlayışıyla öne çıkar. Tasarım sürecinde mekânsal süreklilik, geçirgenlik, yarı geçirgen bölücüler ve cam-çelik malzeme diliyle çalışırken, teknik detay ve görsel sunum gücünü bir arada kurgulamayı hedefler. İç mekânların yalnızca işlevsel değil; aynı zamanda estetik, hissedilebilir ve sürdürülebilir olmasına inanır.





 
 
 

1 Yorum


seda vural
seda vural
12 Tem

iç mimariye ilgim var, özellikle 'renklerin psikolojik yönleri' kısmı gerçekten ufuk açıcıydı. bu tarz içeriklerin devamını sabırsızlıkla bekliyoruz.

Beğen
bottom of page